Son günlerde, İsrail basınında yer alan haberler, ABD'nin Suriye'den çekilme sürecine girdiğini ortaya koyuyor. Bu gelişme, yalnızca Suriye içindeki dinamikleri değil, aynı zamanda Orta Doğu'daki genel güvenlik ve siyasi yapıları da etkileyebilir. ABD'nin bölgedeki askeri varlığını azaltma kararı, uzun süredir devam eden tartışmaların çerçevesinde şekilleniyor ve çeşitli politik analizlere yol açıyor. Peki, bu durumun arka planında neler yatıyor ve sonuçları neler olacak? İşte detaylar.
ABD'nin Suriye'deki varlığı, 2014 yılında IŞİD ile mücadele kapsamında genişledi. O tarihten bu yana, ABD, Suriye'nin kuzeyinde YPG güçleriyle iş birliği yaparak terör örgütü IŞİD'e karşı önemli operasyonlar gerçekleştirdi. Ancak bu süreç, bölgedeki diğer güçlerle, özellikle de Türkiye ile ciddi gerginliklere neden oldu. Türkiye, YPG'yi terörist bir örgüt olarak gördüğünden, ABD'nin YPG ile olan ilişkisi iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştirmişti.
Geçmiş dönemde ABD, Suriye’deki çatışmaların çözümüne yönelik çeşitli stratejiler geliştirmiş olsa da, özellikle Obama ve Trump yönetimleri altında bu stratejilerin etkinliği sorgulanmaya başladı. Trump’ın göreve gelmesiyle birlikte hızla değişen politikalar, Suriyeliler için belirsizlik oluşturdu. Trump, sık sık askerleri geri çekme niyetini dile getirirken, Suriye'deki varlığın sona ermesinin "yüksek maliyetli" olduğunu vurguladı. Ancak bu kararların ABD’nin Orta Doğu’daki istikrarı ne derece etkileyebileceği hala tartışmalıydı. Şimdi ise Biden yönetimi, bu durumu daha da ileri bir noktaya taşıyarak askerlerini geri çekme kararı almış görünüyor.
ABD'nin Suriye'den çekilmesi, bazı uzmanlara göre, Suriye’deki güç dengelerini tamamen değiştirebilir. Uzmanlar, çekilmenin, İran'ın bölgedeki nüfuzunu artırmasına olanak tanıyacağını belirtiyor. İran, Suriye hükümetiyle yakın iş birliği içerisinde olduğu için, ABD’nin varlığının sona ermesi, bu durumu daha da pekiştirebilir. Aynı zamanda, Rusya'nın da Suriye'deki etkisi artabilir. Rusya, Suriye’nin yeniden yapılanma sürecinde önemli bir rol üstlenmiş durumda ve ABD'nin çekilmesi, Rusya'nın bu ülkedeki etkisini daha da güçlendirebilir.
Bu gelişmeler, Türkiye gibi komşu ülkeler için de önemli belirsizlikler doğuruyor. Türkiye, Suriye’de PKK’nın uzantısı olarak gördüğü YPG’ye karşı askeri operasyonlar düzenlemiş ve güvenlik kuşağı oluşturma hedefinde ısrarcı olmuştur. ABD’nin çekilmesi, Türkiye’nin elini rahatlatabilir; ancak aynı zamanda Suriye içindeki çatışmaların daha da deva etmesine yol açabilir. Türkiye’nin Suriye politikasının geleceği, bu çekilmenin ardından nasıl şekilleneceğine bağlı olacaktır.
Ek olarak, ABD’nin Suriye’den çekilmesi, bölgedeki insani durumu da olumsuz etkileyebilir. Suriye’de yer alan iç savaş, ülke genelinde büyük bir insani krize yol açmış durumda. Çekilme, bu bölgedeki sivil halkın daha kapsamlı bir güvensizlik ortamına girmesine neden olabilir. Zira ABD’nin askeri varlığı, birçok insani yardım kuruluşunun güvenli bir şekilde çalışmalarını sürdürebilmesi açısından kritik bir rol oynamaktadır. Şimdi, bu durumun nasıl gelişeceği ve uluslararası toplumun bu yeni duruma nasıl yanıt vereceği merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, ABD'nin Suriye'den çekilmesi, birçok karmaşık durumu ve olasılığı beraberinde getiriyor. Uluslararası ilişkilerde yeni denklemler kurulurken, bölge halkının güvenliği, istikrarı ve insani durum açısından da zorlu bir süreçle karşı karşıya kalması kaçınılmaz görünüyor. Gelişmeleri takip etmek ve bölgedeki dinamikleri anlamak için en güncel haberleri izlemeye devam etmekte fayda var.