Hatay, zengin kültürel yapısıyla dikkat çeken bir şehir olmasının yanı sıra, kadınların emekleriyle öne çıkan eşsiz toprak ürünlerine de ev sahipliği yapıyor. Killi topraktan yapılan geleneksel el sanatları, bölgedeki kadınların hem geçim kaynağı hem de kültürel bir miras olarak sürdürdükleri bir geleneği temsil ediyor. Ancak bu iş, göründüğü kadar kolay değil; zira kadınlar, her gün yürekten bir emek vererek zorlu bir sürecin içerisinden geçiyorlar. 'Çok yorucu bir iş' diyen kadınlar, killi topraktan ürünler üretirken, aynı zamanda tinsel ve manevi bir tatmin de yaşıyorlar.
Hatay'da killi toprak sanatı, bölgenin tarımsal ve kültürel mirasının önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. Kadınlar, bu sanatı yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için büyük bir özveri gösteriyor. Killi toprak, bölgenin iklim koşulları ve topografyası nedeniyle son derece uygun bir malzeme olarak karşımıza çıkıyor. Bu özelliği sayesinde, kadınlar, toplayıp şekillendirdikleri killi topraktan çeşitli nesneler üretebiliyor. Seramikler, çömlekler, dekoratif ürünler ve daha birçok eser, Hatay’ın kültürel kimliğini yansıtan unsurlar haline geliyor.
Kadınlar, bu sanatı öğrenmek ve geliştirmek için ailelerinden ve komşularından aldıkları destekle ortaya koydukları ürünlerin kalitesini artırmayı hedefliyorlar. Bunun yanı sıra, geleneksel yöntemlerin yanı sıra modern tekniklerle de ürünler üreterek, kendilerini sürekli yenilemeyi amaçlıyorlar. Ancak gerekli olan fiziksel güç, sabır ve yaratıcılık bağlamında, bu çalışma sürecinin oldukça zorlayıcı olduğunu belirtmeden geçemiyorlar. Birçok kadın, bu işi yaparken büyüyen çocukları ve ev işleriyle de başa çıkmak zorunda kalıyor. Fakat, killi topraktan üretim yaparken duydukları haz ve elde ettikleri sonuçların getirdiği mutluluk, tüm zorlukları unutturuyor.
Hatay’daki kadınlar, killi topraktan ürünleri üretip satmanın yanı sıra, bu geleneği yaşatmanın da bilincindeler. Onlar için bu sanat, yalnızca bir geçim kaynağı olmaktan öte, aynı zamanda kültürel aidiyetlerinin bir yansıması anlamına geliyor. Kadınlar, bu geleneği gelecek nesillere aktarmak için çeşitli atölyeler düzenliyor ve çocukları da bu sürece dahil ediyorlar. Her yaş grubundan kadın, kendine göre bir rol bulabiliyor ve bu süreçle toplumsal dayanışmayı güçlendiriyorlar.
Bölgedeki kadınlar, killi toprak ürünlerinin yanı sıra, bu ürünlerin yapımında kullanılan tekniklerin öğretilmesine de büyük önem veriyorlar. Böylece, kadınlar arasında hem dayanışma sağlanıyor hem de bu nadide sanatın sürdürülmesini destekleyen bir zemin hazırlanmış oluyor.
Killi topraktan üretilen ürünlerin bir diğer önemli yanı da, bu işin çevre dostu olması. Kadınlar, doğaya zarar vermeden, geleneksel yöntemleri kullanarak sürdürülebilir bir yaşam tarzını benimseyerek, hem doğayı koruyorlar hem de toplumlarına katkı sunuyorlar. Bu aynı zamanda, kadınların iş hayatında daha aktif rol almasının, aile ekonomisine katlık sağlamasının da bir örneğidir.
Sonuç olarak, Hatay'daki kadınların killi toprakla olan ilişkisi sadece bir iş değil, aynı zamanda bir kültür ve kimlik meselesidir. Zorlu ama bir o kadar da tatmin edici bu çalışma, toplumun temel taşlarından biri olan kadınların görünür kılınması açısından da oldukça önem taşımaktadır. Kadınlar, killi toprakla şekillenen ürünleriyle geçmişten aldıkları mirası bugüne taşıyarak, yarının kültürel ve sanatsal yaşamına önemli katkılarda bulunmakta, tüm zorluklara rağmen bu geleneği yaşatmaya devam etmektedir. Bu yüzden, Hatay'daki bu kadınların emekleri, yalnızca ürünlerle değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve kültürel varoluş ile de değerlidir.