Kartalkaya, Türkiye’nin en popüler kış turizm merkezlerinden biri olmasının yanı sıra, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir trajedi ile gündeme geldi. Ailesini kaybeden Halil Doğan, bu acı olayın ardından adalet arayışını sürdürdüğünü ifade etti. Doğan, kendisi ve ailesinin yaşadığı zorlu süreci anlatarak, hukuki süreçte emsal bir kararın çıkmasının önemine dikkat çekti.
Korona virüsü pandemisi sonrası artan turizm faaliyetleri, Kartalkaya’nın ziyaretçi sayısını zirveye taşıdı. Ancak bu durum, beraberinde bazı olumsuzlukları da getirdi. Kış ayının ortasında meydana gelen bir kayak kazası, Halil Doğan’ın hayatında büyük bir dönüm noktası oldu. Skidney Kayak Okulu’ndan alınan bilgi doğrultusunda, kazanın kaydedildiği gün, hava koşullarının oldukça elverişsiz olması dikkat çekti. Doğan’ın ailesi, eğitim almadıkları bir parkurda kayarak büyük bir facia yaşadı. Kazada, Halil Doğan’ın eşi ve iki çocuğunu kaybetmesi, onu derin bir üzüntüye sürükledi.
Ailesinin kaybıyla sarsılan Doğan, yaşadığı bu büyük acının ardından adalet arayışına girdi. Olay hakkında dava açarak, suistimallerin ve ihmallerin araştırılmasını talep etti. Doğan, yaptığı açıklamada, “Emsal kararların çıkması gerektiğini düşünüyorum. Bu tür kazalar, sadece benim ailemin başına gelmedi. Başka insanlara da böyle bir acının yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması şart” dedi. Türkiye’de kayak tatilleri, genç ve yaşlı birçok kişinin ilgisini çekerken, güvenlik standartlarının arttırılmasının önemine de dikkat çeken Doğan, “Devletin bu tür tesislerin denetimini daha etkin bir şekilde yapması gerektiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Olayın ardından sosyal medya üzerinden büyük bir destek kampanyası başlatıldı. Halil Doğan’ın yaşadığı dram, Türkiye genelinde birçok kişi tarafından duyuldu ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Doğan, yaşanan bu trajik olaydan sonra, diğer ailelere de kendi hikayesini anlatma ve adalet talep etme yolunda cesaret vermeyi hedefliyor. “Artık insanları kaybetmek istemiyoruz. Kanunlar, başkalarının acı çekmemesi için emsal olmalı” diyen Doğan, toplum olarak birlikte hareket etmemiz gerektiğini vurguladı.
Habercilik ve kamu bilgilendirme noktasında, bu tür trajik olayların üstünden geçilmemesi gerektiğine inanan Doğan, daha fazla kişinin seslerini duyurabilmesi için kendisinin kenara itilmemesi gerektiğine de dikkat çekti. Kayak pistlerindeki güvenliğin artırılması adına, hem devlet kurumlarının hem de özel sektörün gerekli önlemleri alması ve bu tür kazaların önüne geçmek için gerekli adımları atması gerektiğini belirtti. Bunun yanı sıra, uyarı levhalarının ve emniyet tedbirlerinin artırılması gerektiğine inandığını söyledi.
Kartalkaya'daki olay sonrasında yürütülen hukuki süreçler, birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Adaletin tecellisi için ortaya koyacağı direnişin yanı sıra, Halil Doğan’ın mücadelesi, söz konusu durumun sadece bireysel bir acı olmadığını gösteriyor. Aileler, sosyal medyada ve çeşitli platformlarda dayanışma mesajları gönderdi ve Doğan’a destek olmak için harekete geçti. Hemen ardından gelen destek mesajları ve kampanyalar, böyle trajedi niteliğindeki olayların etrafında dolanan insanların bir araya gelebilmesi için önemli bir fırsat sundu.
Sonuç olarak, Halil Doğan gibi aileler, hem hukuki hem de toplumsal anlamda adalet arayışında yalnız olmadıklarını hissetmeli. Herkesin hayatında meydana gelebilecek böyle trajik bir olayda, toplumun daha bilinçli ve duyarlı olmasının gerekliliği kendini bir kez daha göstermektedir. Halil Doğan’ın yaşadığı acı, tüm bireylere ve topluma, güvenlik standartlarını yükseltmek için ortak bir sorumluluk taşıdığımızı hatırlatıyor. Doğan; “Bu mücadeleyi, sadece benim gibi mağdurlarda değil, bu gibi durumlarla karşılaşan herkes için sürdürmek zorundayız. Yoksa, bir gün başka bir aile daha benzer bir acıyı yaşamak zorunda kalabilir” diyerek çağrısını yineledi.