CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkında başlatılan soruşturmalara yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Özel, yapılan bu tür soruşturmaların tamamen siyasi bir araç olarak kullanıldığını ve hedefin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu olduğunu vurguladı. Bu berbat durum, Türkiye'de siyasi atmosferin nasıl bir bükülmeye maruz kaldığını gözler önüne seriyor. Söz konusu soruşturmaların adalet arayışı adına değil, iktidar tarafından yürütülen baskı politikalarının bir parçası olarak ortaya çıktığını söyledi.
Özgür Özel, Türkiye'de son yıllarda artan siyasi baskı ve adaletsizliklere dikkat çekerek, İBB’ye yönelik soruşturmaların siyasi bir manifestoyu temsil ettiğini ifade etti. İBB’nin başarılı icraatlarının iktidar tarafından bir tehdit olarak algılandığını aktaran Özel, "Son dönemlerde ne yazık ki, yerel yönetimlerin işleyişi üzerinde merkezi hükümetin baskısı giderek artıyor. İstanbul gibi büyük bir şehirde, İBB’nin başarıları, iktidar için bir rahatsızlık kaynağı oldu" dedi.
Bu sürecin, Türkiye'deki tüm muhalefet için bir uyarı niteliği taşıdığını belirten Özel, "Eğer İstanbul’da bir belediye başkanına bu tür baskılar uygulanıyorsa, bu sürecin diğer şehirlerde de başlamayacağına dair bir garanti yok" diyerek, muhalefetin sayısal olarak güçlendiği ve toplumsal destek bulduğu bu dönemde, iktidarın bu tür yöntemlerden kaçınmasının önemli olduğunu vurguladı.
Özgür Özel, soruşturmalara karşı kamuoyunun daha fazla bilinçlenmesi gerektiğini belirtti. Özellikle sosyal medya ve diğer iletişim araçlarının kullanılmasının önemine dikkat çekerek, bu tür durumlarda halkın bir araya gelmesi ve demokrasi adına mücadele etmesi gerektiğini ifade etti. "Demokrasi sadece seçimlerde değil, herkesin özgürce düşüncelerini ifade edebilmesi ve bunların desteklenmesi ile mümkündür," diyen Özel, bu sürecin aynı zamanda kuvvetler ayrılığı ilkesine de darbe vurduğunu söyledi.
Ek olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, bu saldırılar karşısında halkla birlikte hareket etmesi gerektiğini düşündüğünü belirten Özel, "İBB, yalnızca bir siyasi varlık değil, aynı zamanda bu şehirde yaşayan insanların umudu ve sesi." ifadesini kullandı. Bu bağlamda, yerel yönetimler ve siyasetin, toplumun sorunlarına çözüm üretme noktasında bir arada olması gerektiğini söyledi. Fakat mevcut durumda, iktidarın bu durumu fırsata çevirmeye çalıştığını belirtti.
Özgür Özel’in bu açıklamaları, yalnızca İBB'yi değil, tüm Türkiye’deki yerel yönetimleri etkileyen bir konuyu gündeme getiriyor. Siyasi baskıların gündelik hayata nasıl sirayet ettiğini ve muhalefetin bu baskılara karşı nasıl bir tutum sergilemesi gerektiği üzerine düşünmek önemli. Bu gelişmeler ışığında, toplumsal hareketlerin güçlenmesi ve birleşik bir direniş stratejisinin oluşturulması acil bir ihtiyaç haline geliyor.
Sonuç olarak, Özgür Özel’in İBB soruşturmasına yönelik tepkisi, Türkiye’deki siyasi iklimin ne denli tahammülsüz bir hale geldiğini gözler önüne seriyor. Gerçekten de, siyasi istikrar ve adalet arayışları, yalnızca yasal çerçevelerle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda halkın iradesi doğrultusunda şekillenmelidir. Hükümetin, Türkiye'nin en büyük belediyesine yönelik bu tür baskıcı tutumlarının son bulması ve demokratik değerlere saygı gösterilmesi için toplumun her kesiminin mücadele etmesi gerektiği ortada.