Sonbahar aylarının gelmesiyle birlikte soğuk algınlığı ve grip şikayetleri artarken, bu tip hastalıkların belirtilerinin ciddi sağlık problemlerinin habercisi olabileceği unutulmamalıdır. İstanbul’da yaşayan 28 yaşındaki Zeynep Y., birkaç ay boyunca nezle ve soğuk algınlığı belirtileri ile mücadele etti. Kendini sürekli halsiz, başı ağrıyan, boğazında ağrı hisseden genç kadın, zamanla bu belirtilerin geçmeyeceğini fark etti ve sağlık kuruluşuna başvurmaya karar verdi.
İlk ziyaretinde muayene olan Zeynep, doktoru tarafından reçete ile gönderildi ancak iki hafta sonra belirtilerinde bir düzelme olmaması üzerine ikinci bir doktora başvurdu. Bu sefer de benzer tedavi yöntemleriyle karşılaşan genç kadın, üçüncü bir muayene için tekrar doktora gitmeye karar verdi. Ancak bu seferki ziyaretinde hayatının en zor haberi ile karşılaştı: Soğuk algınlığı olarak düşünerek geçiştirdiği belirtilerinin arkasında kanser bulunuyordu.
Zeynep’in doktora gitmesine neden olan halsizlik, yorgunluk, öksürük ve boğaz ağrısı gibi belirtiler, başlangıçta hiçbirini düşündürmedi. Ancak doktoru, genç kadının durumu sonrası daha kapsamlı bir inceleme yapılmasının gerekli olduğunu belirtti. Yapılan tetkikler sonucunda tüm vücuduna yayılmış olan kanser hücrelerine rastlandı. “O gün hayatımın en kötü günlerinden biriydi. Kendimi sağlıklı ve dikkatli biri olarak görüyordum, böyle bir durumla karşılaşmayı asla beklemiyordum” diyen Zeynep, yaşadığı şoku birçok insanın anlayamayacağını dile getirdi.
Doktorlar, Zeynep'in kanserle ilgili teşhislerinin önceki muayenelerde gözden kaçmasından, hastalığın ilerlemiş olmasından endişe ettiklerini ifade ettiler. Yapılan tümör biyopsisi, hastalığın evre 3 seviyesinde olduğunu gösterdi. Geriye dönüp baktığında belirti olarak değerlendirdiği halsizlik, iştahsızlık ve terleme hislerinin aslında bir hastalığın belirtisi olduğunu anlaması oldukça zorlamıştı.
Zeynep, hastalığını öğrendikten sonra yaşadığı şokun ardından kendini toparlayarak savaşmaya karar verdi. Ailesinin ve arkadaşlarının desteğiyle birlikte oldukça zor geçebilecek olan tedavi sürecine hazırlanmaya başladı. Hastalığın evre 3 olması, tedavi sürecinin ciddiyetini artırdı ve Zeynep; kemoterapi ve ışın tedavisi gibi zorlu işlemlere tabi tutulmaya başlandı.
“Her şeyimle savaşıyorum. Hayatımda hiç yaşamadığım kadar zor günler geçiyor ama benim umudum var. Destek aldığım herkesle bu süreçte daha güçlü olacağımıza inanıyorum” diyor Zeynep. Tedavi süreçlerinde, yalnızca fiziksel zorluklarla değil, duygusal zorluklarla da başa çıkmak zorunda olduğunu vurguluyor. Zeynep, yaşadığı deneyimi başkalarına da anlatmayı ve farkındalık yaratmayı hedefliyor: “Bazen ufak belirtiler önemli bir durumun habercisi olabilir. Myalji, yorgunluk ya da sürekli hapşırma gibi durumlardan lütfen korkmayın, sağlık kontrollerini aksatmayın.”
Bu hikaye, sağlık konusunda bilinçli olmanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Soğuk algınlığı gibi basit hastalıkların bile ciddi sağlık problemlerinin belirtisi olabileceği unutulmamalıdır. Zeynep’in bu mücadeleci ruhunda beslediği umut ve azim, birçok insana ilham verebilir. Sağlığınıza dikkat edin, belirtileri asla göz ardı etmeyin, aksi takdirde Zeynep gibi siz de hayatınızı değiştirecek kötü bir haberle karşılaşabilirsiniz.
Son olarak, Zeynep’in hikayesinin etrafında dönen bu durumu dikkate alarak sade bir yaşam tarzı seçmek ve düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemek gerektiği açıktır. Bu tür hikayelerin, sağlık sorunları hakkında daha fazla farkındalık yaratılmasına yardımcı olması umut ediliyor.