Bakan Kurum, ülkemizin son döneminde yaşadığı büyük yangınların yol açtığı tahribatları gözler önüne serdi. 8 ilde meydana gelen yangınlarda toplamda 1168 bina açtığı hasar nedeniyle kullanılmaz hale geldi. Bu felaket, hem insanlar hem de doğa için büyük kayıplara yol açarken, yetkilileri acil müdahalelere ve önleyici tedbirlere yönlendirdi. Yangınların yarattığı bu geniş çaplı yıkım ülkemizin ekosistemine de büyük zarar verdi.
Son yıllarda sıcak hava şartlarının artmasıyla birlikte orman yangınları daha sık yaşanır hale geldi. Türkiye'nin puslu ve rüzgarlı günleri, yangınların yayılma hızını da artırdı. Yangınların başlaması, genellikle insan hatalarına, ihmal veya doğal etkenlere dayansa da bu sene yaşananlar, iklim değişikliğinin etkilerini de gözler önüne serdi. Yangınların yol açtığı hasarın bilançosu, yalnızca fiziksel yapılarla sınırlı kalmadı. Ayrıca, birçok insanın evi, iş yeri, tarım arazisi ve yaşam kaynakları yok oldu. Çiftçiler için tarım ürünleri, yerel ekonomiler için önemli birer kaynaktı ve bu yangınlar, bu kaynakların tamamen yok olmasına yol açtı.
Bakan Kurum, yangınlarla mücadelede devletin gücünü vurgulayarak, acil durum ekiplerinin olaylara anında müdahale ettiğini belirtti. Yangın söndürme ekipleri, askerler ve gönüllülerle birlikte sahaya inerek yangınların kontrol altına alınmasını sağladı. Bunun yanı sıra, zarar gören bölgelerde yeniden inşa çalışmaları için acil adımlar atılmaya başladı. Devlet, yangın sonrası hasar tespiti ve yeniden yapılanma sürecini hızlandırmayı hedefliyor. Ayrıca, Türkiye'nin dört bir yanında yangınların tekrar yaşanmaması için çeşitli önlemler alınması gerektiğini ifade etti. Yangın öncesi ve sonrası ile ilgili halkın bilinçlendirilmesi için eğitim programları planlanmakta.
Gelecek yıllarda bu tür felaketlerin yaşanmaması için doğa dostu yaklaşımlar benimsenerek ekosistemimizin korunmasına yönelik adımlar atılmalı. Orman alanlarının korunması, yangın riski taşıyan bölgelerde yapılaşmanın sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekmekte. Ayrıca, iklim değişikliğiyle mücadele için uluslararası iş birliklerine de önem verilmeli. Bakan Kurum, bu çerçevede alınacak önlemlerin sadece yerel değil, ulusal bir mesele olduğunu belirterek kamuoyunun bir bütün olarak bu konunun farkında olması gerektiğini vurguladı.
Yıllardır süregelen orman yangınları, doğaya olan bağlılığımızı sorgulamamıza sebep olmaktadır. Uzmanlar, bu felaketlerin tekrar yaşanmaması için toplum olarak alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerektiğinin altını çizmektedir. Yangınlardan etkilenen vatandaşların yaralarını sarmak, yalnızca hükümetin değil, tüm toplumun sorumluluğundadır. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın arttığı bu günlerde, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek, yaralarımızı daha hızlı sarmamıza yardımcı olacaktır.
Sonuç olarak, 8 ilde 1168 binanın zarar gördüğü bu felaketten dersler çıkarmak ve gelecekte benzer sorunlarla karşılaşmamak için gerekli adımları atmak hayati önem taşımaktadır. Bakan Kurum’un açıkladığı bilanço, sadece acı bir gerçek değil, aynı zamanda bu konu üzerine düşünmemiz gereken kritik bir meseledir. Doğayı korumak ve yarınlarımızı güvence altına almak, sadece hükümete değil, hepimize düşen bir görevdir.